Sokakta gördüğünüz birini "aynı sendi" diye arkadşınızı zorluyor musunuz? Ya da size, "sana o kadar çok benziyor ki" diye bir fotoğraf gösterilip duruluyor mu? Gurbette sürekli eski bir arkadaşınızı birine mi benzetiyorsunuz? İnsanların birilerini birilerine benzetmesiyle oldukça sık karşılaşırız, kendimizde dahil. Gelin sizlerle bu durumun neyden kaynaklandığına, pareidolia sendromunun ne olduğuna ve neden sürekli yüzlere odaklandığımıza bakalım.
Birilerini Birilerine Benzetmek Ve Pareidolia
Öncelikle insanların birbirlerine benzemesinin genetik olarak gayet olağan ve normal olacağını söyleyebiliriz. Bunun yanında yolda yürürken, bir yerlerde otururken, otobüsde dışarıyı seyrederken gördüğümüz anlık insan yüzleri tanıdığımız birine benzettiğimiz çok olur. O arkadaşınıza yeminler edilir, ispatlar sıralanır. Geçmiş yaşantınızdan tanıdığınız birine benzetme durumu da çok fazladır. İlk olarak insanın neden yüze odaklandığına ve bir şeyleri yüze benzetme durumu olan pareidolia sendromundan bahsetmemizde yarar var.
Pareidolia (hatalı anlam yükleme) karşılaşılan bir nesne, görsel, uyaranın bilinen bir nesne ya da örüntüye benzetilmesidir. (Örneğin aşağıda gördüğünüz şekli, bulutları bir yüze benzetmek) Rastgele gelen uyaranlara beynin, halihazırda bilinen bir bilgi veya örüntüyü kullanarak anlamlandırma, aşina olunan şeye benzetme durumudur. Pareidolia'da en çok rastalanılan durum, bir şeyleri yüze benzetmektir.
Birde beynin pragmatik(çıkarcı) olması sebebiyle ilişkilendirdiğimizde insanları birilerine benzetmenin olasılığını daha iyi anlayabiliriz. Beyin yürürken gördüğü ratsgele bir kişiyi kayda değer yapabilmesi için, daha önce tanıdığı birine benzeterek bu ihtiyacı besliyor. Beyin insan yüzlerini yukarıdan-aşağıya (daha önce var olan bilgiyi kullanarak, yeni bilgiyi ona uydurmak) işleyerek, kişiyi kullanılabilir, daha basit tabirle anlamlı hale getirmeye çalışıyor.