Odanızda otururken anneniz "çay oldu!" diye bağırır ve sizde salona geçer, ailenizle birlikte bir süre bol dramlı, bol ağlamalı, bol travmatik yerli dizi eşliğinde çayınızı içersiniz. Bir müddet sonra onlara uzaktan bakar, "acaba bu dramdan zevk mi alıyorlar?" diye sorabilirsiniz. Gerçekten bu diziler sanki onların kanayan yaralarına basıyor, onları anlatıyor, bazı duygularını açığa çıkarıyor gibi. Gelin sizlerle yerli dizi\film izlerken anne-babamızda neler oluyor, neler açığa çıkıyor ona bakalım.
KEDERDEN ZEVK ALMAK; Türk Dizilerinde Kendini Bulan Ebeveynlerimiz
Her ailenin kendine özgü travmatik olayları, çalkantılı evlilik süreçleri, kavgalı aile yaşantısı, yoksulluk içinde çocukluk dönemi, sancılı ebeveyn ilişkisi olmuştur. Bu deneyimler zamanında yaşanıp bitmiş, yeterince yaşanamayıp bastırılmış duygular, başı öne eğik konuşmalar, titrek bakışlar, soğuk selamlar, dalgın yaşantılar, içine kapanmalar, mağrur bakışlar şeklinde ebeveynlerimizde sonuç bulmuş olabilir. Bu aile örüntülerini dizilerde görmek onları mutlu eder. Çünkü yalnız değillerdir. Türk dizilerinde en çok işlenen temaların aşk, şiddet ve çatışma olması onlarda (bizlerde) karşılık bulur. Burdan hareketle sinemanın kişiler üzerindeki etkisine bakmakta yarar var.
1. Özdeşleşme
İzleyici dizide ki karakterle benzerlikleri olduğunu görür, o karakterlerle aynı şeyleri yaşadıklarını, benzer davranışlarda bulunduklarını farkederek özdeşleşirler. Bu durum prososyal etkileşim olarak da ifade edilir. İzleyicinin en sevdiği karakterle ilişki kurup, karakteri arkadaşı gibi görme durumudur. Tek taraflı gelişen bir ilişkidir ve oyuncu tarafından yönetilir. Prososyal ayrılıkda karakterin diziden ayrılması sonucu oluşur. Gerçek hayattaki ayrılığa benzer tepkiler verilir. (örneğin kurtlar vadisi süleyman çakır'ın ölümüne cenaze namazı kılınması)
2.Katarsis
Dizi veya filmde ki bir sahne, veya genel durum hakkında izleyicinin o ana kadar bastırdığı ya da farketmedikleri duygular dışa aktarılır, bilince taşınan bu duygular rahatlama sağlar.
Dram ağırlıklı dizilere sahip olmamızın nedeni dramatik, acıyla yoğurulmuş Türk halkının bastırdığı veya ifade edemediği duyguları yaşaması için bir fırsat gibi görülebilir. Çok zorlu ekonomik şartlarda yaşamış, kendi çocukları için bu drumu telafi etmeye çalışmış ebeveynlerimizde "ailesini geçindirmeye çalışan baba" figürünün düştüğü zor durumlar onlarda katarsis (duygusal boşalma) yaşatabilir. Ya da çocukları için sakladığı parasını hırsıza kaptıran annenin hüzünlü sahnesi de, annelerinizin duygulanmasını sağlayabilir.
3. İçgörü
İzleyici özdeşleştikleri karakterlerin sorunları çözme şekillerine, davranış ve tutumlarına bakarak izlenim oluşturup, rol model almalarına denir.
Maalesef bu ülkemizde çok olumsuz bir şekilde toplumumuza yansımıştır. Çukur izleyerek insanları mafyatikleştiren, Sadakatsiz izleyerek eşine kızgınlığının aldatarak çözebileceğini düşündürten, Yasak Elma izleyerek "fitne, fesat"ı meşrulaştırmayı içgörü kazanan bir izleyici kitlesi de maalesef mevcuttur. Özellikle aşiret dizilerinde; töre, namus, intikam temasıyla insanlarda yanlış bir rol model oluşturdukları söylenilebilir. Ayrıca sürekli kadına şiddet teması işleyerek insanların hassas oldukaları bu konuda, onların acıma ve yardım etme duygularını manipüle edilip bilinçli bir yerleştirmenin olması ve şiddete duyarsızlaştırma söz konusudur.
4.Bütünleşme
Kişiler yaşadıkları sorunların sadece kendinde olmadığının, başkalarında da aynı sorunların olduğunu, olabileceğini farkeder. Hissettikleri yalnızlık ve dışlanmışlık duyguları azalır, kendi çözümlerini bulmaları için umut sağlamış olur.
Özellikle bütünleşme duygusu izleyici için rahatlama sağlar. Aynı tarvmatik olaylara şahit olmak anne-babanızın dizilerdeki kederden zevk almasını; daha anlaşılır haliyle derin empati yaparak ifade edemedikleri ve rahat anlatamadıkları anı, düşünce ve duygularını yaşama fırsatı buldukları için mutlu eder.