SİNEMADA KORKU-2; Korkudan Haz Almak

Burak Bayık
Korkudan haz almak... Kimisi için şaşırtıcı gelse de kimisi gerçekten bunu deneyimliyor. Gelin sizlerle korkuya, korku filmlerini sevme nedenlerimize ve budan haz almanın nasıl bir şey olduğuna bakalım.

SİNEMADA KORKU-2; Korkudan Haz Almak

Freud gerçek korkunun kendini koruma içgüdüsünün tezahürüyle nesnesi olduğunu söyler. Ancak nevrotik korkunun nesnesi belirgin değildir. Yani kişi neye karşı korku-kaygı duyduğunu tam bilemez. Gerçekte olmamasına rağmen bilinçaltındaki tehlike alarmı açıktır, bastırılmış olan korku açığa çıkar ve  artık "kaygı bekleyişi" kişide hakimdir. Freud her kişinin temel bir ölüm korkusu olduğundan bahseder. Korkunun kaynağı eve ait olmayan, yabani, tekinsizdir ve temel korku kaynağını bilinçaltındaki bastırılmış korkulardan alan korku filmleri her zaman kişinin bastırılmış ölüm korkusunu kullanır


Korku filmi izlemek seyircide yüksek düzeyde gerilim ve korku yaratır. Bastırılan arzu ve istekler ortaya çıkar, düşmana karşı olan öfke diner ve ego tatmin olur. Çünkü korkuları dışarıdan seyretme imkanı bulunur. O duygularla yüzleşilir, ancak sadece denetleyici, röntgenci konumunda. Bu hoşnut bırakıcı dikizcilik bir yansımasını katilin kurbanını gözetlemesinde görürürüz. Seyirci hem katilin gözüyle, hem de dışarıdan üçüncü bir gözle tüm olayı izler. Ve "iyi ki orada değilim" der. 


Korku filmi izlerken zihin sürekli tehlike ile meşgul olur. Çok fazla yargıda bulunma, akıl yürütme yapamaz. Korku hissettiğimizde savaş ya da kaç mekanizmalarımız devreye girer. Ancak izlerken kaçmamız gerekmese de vücut yine de adrenalin, endorfin, dopamin salgılar. Zamanla kişi bu durumda kendisini iyi hisseder, keyif alır. Çünkü güvende olduğunu, tehlikenin gerçek olmadığını da bilir. 


Korku Filmi İzleme Nenedenlerimizi Dair

  • Kaosu kontol etmek; insanın her ne kadar düzen ve güven ihtiyacı olsa da kaosu deneyimlemeyi de ister. Kurgusal ortamda yaşanılan kaosun çözümlenmesi, yıkımı görme arzusu ve heyecan almak izlememizde önemli faktörlerdir.
  • Duygulanım ihtiyacı; yüksek düzeyde gerilimin izleyici için tatmin edici bir yanı vardır.
  • Bitiş türü; korku filmleri genelde her şeyin çözülmesiyle son bulur. Gizem ve paranormal olayların çözümü izleyiciye rahatlık verir.
  • Hayal kurma eğilimi; Hayal kurma yeteneği ve eğilimi yüksek insanlar, filmden daha fazla hissiyat alabilmekte, hikaye kurgusu içinde kaybolabilmektedir. 
  • Spoiler etkisi; Alınacak hazzı etkileyen ipuçları barındırması, heyecan dinamiği açısından izleyici küçük spoilerlar tarafından üretilen beklentiden zevk alınmaktadır.
  • Cinsiyet değişkeni; Erkekler yıkımı görme arzusuyla, heyecan ve korkunun yıkıcı doğasını deneyimlemek isteyebiliyorlar. Kadınların izleme eğilimi ise adil bir son yaşamak, tatmin edici bir sonla karşılaşmadır. Erkeklerin daha fazla keyif almasının nedeni olarak empati düzeylerinin daha düşük olmasına bağlanmaktadır.
  • Oyun meselesi; izleyici için bir çeşit "riskli bir oyun" olan korku filmi merak ögesini, doğru dozda ayarlanan "belirsizlik" ile yapıyor. Ve en sonunda süprizin deneyimsel çekiciliği izleyici için artı motivasyon sağlıyor. İzleyici bir çeşit tehdit similasyonuyla "şakacı" bir şekilde korku filmiyle meşgul olur.
  • Gerçek dünya da; korku filmiyle etkileşime giren bireyler gerçek dünya daki tehlikelere karşı daha savunmacı olabiliyor. Ve bu potansiyallerini duygu düzenleme becerilerine uygulayabiliyorlar. 
SİNEMADA KORKU-2; Korkudan Haz Almak

Korkunun Fizyolojisi Ve Sahte Ödül

Günlük hayatta karşılaştığımız korkuda aktif hale gelen beyin bölgesi olan amigdala da; korku filmi izlerken ödül mekanizmasıyla ilgili merkezleri de çalışmaktadır. Amigdala korkuya verilen tepkinin merkezi olmasının yanın da öğrenmeyle yakın ilişkili olan çekirdekleri barındırır. Öğrenmeyle ilişkisi ödül merkezlerinin uyarılmasını sağlıyor. Korku-ödül koşullamasının bir ürünü olarak beyin bundan haz alıyor. 

Bazı kişiler aşırı duygu yaratan filmlerde sahte korku dünyasıyla kendilerini yoğun şekilde uyararak rahatlamaya çalışır. Seyirci gerçek yaşamından kaynaklanan gerginliklerini kısa süreliğine unutması izleyicide kaygı bozukluğuna yol açabilmektedir. Nevrotik korkuda bahsettiğimiz korku bekleyişi, filmde karşılık bularak hiç bir korkulacak birşey yokken de korkulması gibi. Aslında ortada gerçek bir ödülde yoktur. Sahte yaratılan korku dünyasında seyirci gerçekliğini sorgulamaktan kaçınır, şüpheyi askıya alır. 

Amigdalanın uyarılmasıyla beyinde doğan ödül beklentisi, ödül olmadığı halde bile bu mekanizmanın çalışmasını sağlayabilir.  Bu da kişinin dehşet, acı, iğrenmeden haz almasını sağlar. Fizyolojik yapının yanılması pataolojik soruna sebebiyet verebilir. Ve bu filmlere özel talep gösterilmesiyle karşımıza çıkar.




                Kaynakça

Aydın Çağlıyan, E. (2020). Korku Sinemasının Cazibesi Üzerine Felsefi Ve Psikolojik Bir İnceleme.SineFilozofi Dergisi.Vol/Cilt: 5 No/Sayı: 9 2020
ISSN: 2547-9458

Aker, H.(2022) KORKU FİLMİ İZLEME NEDENLERİNE İLİŞKİN
AMPİRİK ÇALIŞMALARIN SİSTEMATİK BİR ANALİZİEKEV AKADEMİ DERGİSİ • Yıl: 26 Sayı: 90 (Bahar 2022)
Makalenin Geliş Tarihi: 04.02.2022
1. Hakem Rapor Tarihi: 11.03.2022
2. Hakem Rapor Tarihi:11.03.2022
Kabul Tarihi: 15.03.2022

Aytekin, M. (2013). Korku sinemasında türler; Atatürk İletişim Dergisi Sayı 5 / Temmuz 2013







Etiketler

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)