Her Şeye Rağmen Deprem Bölgesinde Erdoğan'ın Oyları Nasıl Daha Yüksek Geldi?

Burak Bayık

 14 Mayıs 2023 Seçimleri sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimi özelinde Recep Tayyip Erdoğan'ın oylarının Deprem bölgesindeki illerde beklenenden yüksek çıkması, halkın büyük bir kesiminin şaşırdığı, yer yer öfkelendiği bir sonuç olmuştur. Psikoloji davranış bilimidir. Bu bireyler ve kitleler içinde geçerlidir. Gelin sizlerle bölgede ki seçmenin bu davranışına bir de psikoloji tarafından bakalım.

Her Şeye Rağmen Deprem Bölgesinde Erdoğan'ın Oyları Nasıl Daha Yüksek Geldi?

Her Şeye Rağmen Deprem Bölgesinde Erdoğan'ın Oyları Nasıl Yüksek Geldi? -Birde Psikolojiyle Bakalım

Öncelikle bunu deneyimlemediğimiz için o bölgede ki seçmenin psikolojisini hiç bir şekilde anlayamayız ve bu konuda çok hassas olunması gerektiğini düşünüyorum. İkincil olarak bu 10 şehirde ki 2018 ve 2023 seçimleri arasında ki Erdoğan oyları farkına bakmak yararlı olabilir. Değişim şu şekildedir;

  • Maraş 74,18'den 71,88'e
  • Kilis; 70'den 65,55'e
  • Diyarbakır; 27,38'den 26,48'e
  • Adana; 44'den 43,93'e
  • Osmaniye; 63'den 62,32'ye
  • Gaziantep; 63,92'den 59,76'ya 
  • Şanlıurfa; 64,76'dan 62'ye
  • Adıyaman; 67,4'den 66,20'ye
  • Hatay; 48,5'den 48,03'e AZALMIŞTIR
  • Malatya; 69,19'dan 69,39'a Artmıştır.


Tüm bu istatiksel verilere baktığımızda çok büyük değişimler görülmese de azalma söz konusudur. İlk olarak bu bölgede zaten Erdoğan'ın oy yüzdelerinin yüksek olduğunu, ikincil olarak oy yüzdesinin 9 ilde azladığını ve üçüncül olarak bölgenin demografik yapısının bozulmasını da göz önünde bulundurmamız gerektiğini düşünüyorum.


Peki Psikoloji Bu İşin Neresinde?

Bölgenin çoğunluğunun muhafazakar bir seçmen olduğu çok açık. 2018 seçiminde bunun etkisini yüzdelerde görüyoruz. İnsanlar kendi hayat görüşleriyle kişiliğini oluştururlar. Siyasi söylemin ve içeriğin hayatlarımızın içine çok fazla empoze edildiği Türkiye şartlarında fanatikleşme eğilimi taşıyan bireylerin kendi kimliklerini siyasi partilerle bütünlemeleri, oy tercihlerinde de yansıyor. Bu durum bir takım kötü politikaların sonucunda bile seçmen yaşadığı bilişsel çelişkinin çözümünü rasyoneliteden uzak bir şekilde bir takım açıklamalarla kendini rahatlatıyor. Bu bütün ülke genelinde hakim. Bu konuya "Fanatik Zihinler; Bizde Neden Her Şey Politik?" yazımda daha detaylı işledim. İlgilenenler bakabilir.


Deprem bölgesi için söyleyebileceğimiz ilk faktör "travmatik olay sonrası bireyler muhafazakarlaşma eğilimindedirler" argümanıdır. İnsanlar doğanın yıkıcı etkisi karşısında şok oldular ve bu ıstırabın çekilmez boyutuna karşılık dini veya geleneksel değerlere daha sıkı bağlanma eğilimi gösterirler. Bu aynı şekilde ölüme yaklaşan yaşlı bireylerde dini tutumun daha da güçlenmesinde de görülür. Çünkü ölüme yaklaşan bireyin yaşadığı belirsizliği azaltma çabası, geleneksel ve daha belirli olan açıklamalara yönelmesiyle giderilir. 


Bir başka açıklamayı ise Dehşet Yönetimi Kuramı üzerinden yapabiliriz. Kurama göre ölümlülüğün farkındalığı ve sonucunda ortaya çıkan dehşet duygusundan kurtulma güdüsü; insan davranışlarının nedenlerine dair bilgiler taşımaktadır. Dehşet Yönetimi Kuramı, insanların; benlik bütünlüğünü ve değerini korumaya yönelik davranışlarını ve içinde bulundukları kültürün değer ve normlarına uygun davranışlar sergilemeye yönelmelerini, ölümlülük farkındalığının yarattığı dehşet duygusundan kaçınmak çabası ile açıklamaktadır. Kültürel dünya görüşünü içselleştiren ve buna uygun şekilde yaşayan birey kendisini değerli ve saygın görür.

Ölümlülük belirginliği hipotezi; ölüm korkusuyla baş etmemizi sağlayan yapılar (özellikle dini açıklamalar) ölümlülük belirgin hale geldiğinde daha da güçlenir ve savunmaya güdülenir. Kaygı tamponu hipotezine göre bizi kaygıdan koruyan psikolojik yapı (örneğin dini ritüeller) kaygının arttığı durumlarda daha da ortaya çıkacaktır. 

Yukarıda ki hipotezlere ve argümanlara bakarak ölümle bu kadar yakınlaşmış ve çevresinde ki kişilerin kaybına tanık olmuş kişilerin dini tutumlarının ve muhafazakarlık düzeylerinin artacağını söyleyebiliriz. Bunun siyasi kutuplardaki karşılığı, politikasını muhafazakar eksende sürdürmüş bir partinin adayı olarak Erdoğan'ın oylarının "her şeye rağmen" hala yüksek olmasını belli ölçüde açıklayabildiği kanaatindeyim. Buna ilaveten insanlar kaygı anlarında belirli olana yönelme eğilimi gösterirler. Millet ittifakı oluşumunda çok partili birlikteliğin taşıdığı belli ölçüde belirsizliğin yanında değişim; bölge halkı için daha az tercih edilir bir seçenek olarak, seçmenin daha belirli ve açık  senaryoyu izleme kararları, anlaşılır görünüyor.
Etiketler

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)