NASREDDİN HOCA VE ZEN BİLGELERİ (Anlamlı Dünyada Anlamsız Şeyler)

Burak Bayık

 Zen öğretisi ve Nasreddin Hoca arasında ne gibi benzerlikler olabilir? Nasreddin hoca aslında Zen miydi? Gibi soruların aklınızda dönüp durduğunu biliyorum. Evet bence de çok büyük merak konusu. Gelin sizlerle bu konuda yapılmış bir araştırma üzerinden Zen'in ne olduğuna ve Bizim hocanın nükteleriyle benzerlikleri neler olabilir, bunu inceleyelim. 

NASREDDİN HOCA VE ZEN BİLGELERİ (Anlamlı Dünyada Anlamsız Şeyler)

ZEN NEDİR?

Zen, kökenini Hindistandaki Dhayama okuluna kadar uzanan Budist okulunun Japonca'da ki ismidir ve genellikle Çin ve Japonya da yaygındır. Amacı  manevi içsel gelişim yolculuğu yaşayarak, öğrencilerinden  meditasyon ve farkındalıkla içlerindeki Buda'yı bulmaları istenir. Koan adlı bilmece veya uygulamaları mevcuttur ve Zen usatası gülünç, mantıkdışı eylemlerde bulunabilir. Binevi anlamlı dünya da anlamsız şeyler yaparak, bu düşünce yapısını kırmaya çalışır. Bilmecelerde gerçeklik yorumlanır, kavramsal dünyanın verdiği çerçeveler aşılarak yeni bir algı düzeyine ulaşılması istenir. Burdaki amaç sabit düşünceleri ve zihinsel kalıpları yıkmaktır. Çünkü hakikate sözel kavramlardan ziyade, saf deneyimle ulaşılacağına inanılır, o yüzden uygulama öne çıkarılır. (örneğin; bir zen bilgesi: "elimdeki ahşap değnek nedir?" der. "Eğer değnek ise kavrama tutunmuş olursunuz, yok hayır değnek değil derseniz bu sefer de asıl olanı görmezden gelip, gerçeklerden uzaklaşmış olursunuz" der. En çok beğendiği cevabı, elinden değneği alıp ikiye bölen öğrencinin cevabı olmuştur.)


Nasreddin Hoca ise kültürümüzde mizah kahramanı, nükteli hikayeleri ve mutasavvıf kişiliğe sahip biri olarak çıkar. Bu iki bilge kişilik arasında bizim görmemiz gereken; Jung'un bahsettiği ortakbilinçdışı ekseninde, coğrafyaya rağmen ortak benzerlikleri anlayabilmek ve temel öğretilerini yakalayabilmektir.


KARŞILAŞTIRMALI İNCELEME

Nasreddin hocanın evine eşeğini istemeye gelen komşusu, hocaya eşeğini sorar. Hocada: "eşeği yük çekmeye gönderdim"der ve ardından içeriden eşeğin bağırma sesi duyulur. Komşu: "hocam içeriden eşşeğin sesi duyuluyor, hani burda değildi" demesi üzerine, hocada: "komşu, benim sözüme inanmıyorsunda eşeğin mi sözüne inanıyorsun" der. Bunun yanıda hocanın kazan doğurdu ve eşeğe ters binme hikayelerini biliriz. Bir Zen hikayesi ise şöyledir; "deniz kenarında oturan iki Zen keşişi, karşıda sallanmakta olan bayrağa ilişkin biri "bayrak hareket ediyor" der. Diğeri ise "hayır, rüzgar hareket ediyor" der. Oradan geçen üçüncü Zen keşişi ise"hayır bayrak değil, rüzgar da değil; sizin zihniniz hareket ediyor" der. Aynı şekilde kimsenin olmadığı bir ormanda yere düşen bir ağacın çıkardığı sese,ses diyebilir miyiz? Koanı vardır. Buradaki maksat düşündürmektir. Hoca ve Zen bilgelerinin hikayelerine baktığımızda; doğru ve yanlışın değişebildiği, zıtlıkların aynı anda var olabildiği (örneğin kazanın doğurması veya ölmesi) Rasyonel aklın ötesinde, iki cevabın da doğru olabileceğini görmemiz istenir. Aslında bayrak da hareket ediyordur, rüzgar da.

NASREDDİN HOCA VE ZEN BİLGELERİ (Anlamlı Dünyada Anlamsız Şeyler)

Jung'un bizlere sunduğu "kahraman itkisi" mudayil olur bazı hikayelere. Kahraman itkisi; büyülü güce sahip, imkansızı imkanlı hale getiren; karşı konulamaz ilahi bir etkiyi barındırır. Örneğin Nasrreddin Hoca'ya "kebabımın dumanını kokladı, ama parasını vermedi" diye şikayete gelen vatandaşa; paranın şıkırtısını dinletmesini ya da "asanız var ise bir asa vereyim size, ama asanız yoksa asanızı alırım"  diyen Zen keşişini de örnek verebiliriz.


2 zıt gerçekliğin birleşimi ve yeniden doğuş sembolizmi bize dönüşümü ve yeni zıtlıkların birleşerek büyüyebilirse tam bir birleşim olacağını söyler. Bunu masallardaki; "bir varmış bir yokmuş.. babanın beşiğini sallar iken" gibi döşeme kısmnında görebiliriz. Ya da Nasreddin Hoca'nın "sen de haklısın" nüktesinde veya "zihnin hareket ediyor" hikayesinde görebiliriz. Yaşam da tek taraflılık doğal sonuçtur. Doğumumuzdan ölümümüze kadar doğruya ulaşmaya veya o tarafta kalmaya çalıştık ancak bu hikayeler; yaşamın daha üst ve berrak algı düzeyine çekilebileceğini öğütler. 
 
NASREDDİN HOCA VE ZEN BİLGELERİ (Anlamlı Dünyada Anlamsız Şeyler)

Bu iki bilge figür; bize kelimelerin ve sabit kavramların ötesinde; çok yönlülüğü, doğrunun değişebileceğini ve zıtlıkların bir arada olabileceğini; her şeyden öte anlamalı dünya da anlamsız şeylerin var olabileceğini hatılatırlar. (örneğin; "ya tutarsa") Her iki taraf da bilgi aktarımı veya entellektüel yaklaşımdan ziyade eylemsellik içindedir. Hoca gölün başındayken hiç düşünmez gölün maya tutabileceğini, ya da kendi dalını kesdiğini. Eylemin zamanla size bazı doğruları gösterebileceği, ondan anlam çıkarmanız ve düşünmeniz istenir. Zen öğretisinde "hiçbir gelmenin ve gitmenin olmadığı yol"un var olabileceğini hatırlatır. Son olarak iki bilgeden iki hikaye ile bitirelim.


*Hoca evin içinde bir yüzük kaybetmiş, bulamamış ve çıkmış kapısı önünde ararken; komşusu sorup içeride yüzük kaybettiğini anlatınca, komşu: "o zaman içeride arasana a!" deyince hoca: "içerisi pek karanlık da o yüzden burada arıyorum" demiş.


*"Zen ile uğraşmadan önce dağlar birer dağ, kuşlar birer kuş, nehirler birer nehir gibi gelirdi gözüme" demiş bir zen üstadı. "Zen ile uğraşmaya başladıktan sonra anladım ki o gördüğüm dağlar dağ, kuşlar kuş, nehirler de nehir değilmiş. Zen ile uğraşıp aydınlanma yaşadıktan sonra gördüm ki o dağlar birer dağ, kuşlar birer kuş, nehirler de birer nehirmiş" (alıntıdır)


                                              KAYNAKÇA

Önal,Ö,(2020),OLGUNLAŞTIRMA YÖNTEMLERİ YÖNÜNDEN ZEN BİLGELERİ VE
NASREDDİN HOCA ARASINDAKİ PARALELLİKLER.Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, Cilt: 13, Sayı: 32, 1441-1450.

Etiketler

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)