MUTLULUK VE YAŞ İLİŞKİSİ

Burak Bayık

Yaşam size hep kaotik mi görünüyor? "Şu işleri bitirelim de, o zaman rahatlıyacağım" mı diyorsunuz?Tahmin ettiğiniz hayat doyumuna ne zaman ulaşacağınızı kestiremiyor musunuz? Gelin sizlerele insanların hayattan daha çok doyum aldığı yaş aralığına ve bunun nendenlerine bakalım.

MUTLULUK VE YAŞ İLİŞKİSİ

Mutluluk Ve Yaş; Peki Hangi Koşullarda?

Mutluluk ile genel anlamda bireyin hayatına dair doyum düzeyi kastedilir. İnsan hayatından memnun ise mutludur, gibi bir ölçüt bunu anlamamıza yardımcı olur. Peki bu doyumu sağlayan etmenler ve insan ihtiyaçları göz önüne alındığında; birey için en "huzurlu" dönem hayatının hangi yaş aralığı olabilir?


Birleşik devletlerde 18-88 yaş aralığında, 28 bin kişiyle yapılan bir çalışmadaki bireylerin mutluluk oranı; onuncu ve yirminci yaşlarda %24 dolaylarında iken, en yüksek yüzde 80'li yaştakilerde %33 ileydi. İngiltere'nin Yale Üniversitesinin 40 yaş üstü ikibin kişiyle yaptığı bir çalışma da ise 34. yaş en mutlu olmaya başlanılan yaş seviyesi olarak söylenmiştir. Bunun temel nedeni olarak da "finanasal özgürlüğe ulaşılan" yaş olduğu gerekçesidir. Bu nokta da hayatın ilk dönemi(0-10 yaş) ve son dönemleri ekseninde bir"U" şeklinde mutluluk eğrisine sahip  olduğu görüşü de hakimdir. Araştırmalar dolayında otuzlu yaşların sonu ve hayatın ilerleyen bölümlerindeki bireylerde mutlu olma veya hayattan doyum sağlama oranları daha yüksektir, diyebiliriz. Peki bunun nedenleri ne olabilir?


Öncelikle hayatın ilk çocukluk dönemini tam anlamıyla bilinçli birey olarak değerlendiremiyeceğimiz için açıklama seçeneğini çıkarma taraftarıyım. Çünkü çocukken saf mutluluğu tattık ve ondan geriye neler kaldığını çözmeye çalışıyoruz. Daha sonrasında birey faal zihinsel kapasite ve duygu patlamalarıyla kim olduğunu sorgulama süreci olan ergenlikte, henüz denge kavramı ile tanışamamış ve kendi  hayatının merkezine yerleşememiştir. İlerleyen 20'li yaşlarda iş hayatı, finansal özgürlüğün sağlanamaması, belli ölçüde sosyal kaygı, dengeli ilişki yaşayamama, geleceğe dair yeterli ümit besleyememe ve anlık haz ilkesine meyilli olma ihtimali barındıran birey, hayata dair yeterince olgunlaşamamış ve tam anlamıyla baskıyı yetkin yönetecek stratejiler geliştirememiştir. Devamında otuzlu yaşlarda birey için daha dengeli bir hayat söz konusudur. Bunun nedenlerine bakacak olursak:


  • Daha oturmuş hayat değerlerine sahiptir. 
  • Bir şeyler üretme gayesi taşıyan birey, daha amaçlı ve bitirme hedefiyle yola çıkacağı hedeflerle ilgilenir.
  • Daha dengeli ve uzun vadeli ilşkiler yaşamayı hedefler.
  • Önceki yaşamına göre daha az sosyal kaygı taşır.
  • Hayat standartlarını koruyacak ve geliştirecek finansal özgürlüğe sahiptir.
  • Gençlik dönemi tecrübelerine göre, olaylara ve sonuçlarına daha açık ve geniş görme eğilimine sahiptir.
  • Daha az uyarılmışlık ve dürtüselliğe sahiptir. 
  • Anlık iyi hislerden daha çok, uzun vadede başarı getirecek mutluluklara yönelme eğilimi taşır.
  • İhtiyaçlarının farkındadır. (Entellektüel-bilme isteği-, sosyal-ilişkisel-,hümanist-kendini bilme-
  • Muhtamel daha çok yaşanmış deneyim ve tecrübe ile beraber, olası benzer durumlara seçeneklerden hangisinin daha yararlı olabileceğini kestirebilir.
  • Ve genel perspektifte ihtiyaçlar doğrultusunda "denge"yi gözetler. 

Tüm bunlarla birlikte insanın belirsizliğe olan kaygısını çözme ve ferahlığını yaşama rahatlığını da bu dönem ve ilerisinde ki dönemler için ekleyebiliriz.Yukarıdaki özellikler bu doyum için bireylerde minimal düzeyde muhtemel barındırıldığı düşünülen özelliklerdir. Her insan için tahmini hayat doyumu sağlama garantili tabiki değil. İnsanlar değişmeye ve yeniliğe her zaman açık varlıklardır. Bizler bu değişkenliği ve bireyselliğin getirisi olarak ihtiyaçlarımızı karşılamak zorundayız. "Tabi ki her yaşta mutlu olmak mümkündür" güzellemesi yapmadan, nelerin değişmesi gerektiğine ve nelerin değiştirilebileceğini her yaş özelinde ihtiyaçlarımız doğrultusunda bilmeliyiz.

Etiketler

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)