Hiç telefondan "bir şeyler kaçırıyorum" korkusuyla sosyal medyaya sarıldığınız oldu mu? Ya da otobüsde giderken "sıkıntıdan" sürekli telefon ekranını açıp kapattığınız? İnsan bazen hayatını kolaylaştıran aygıtlara karşı dürtüselleşebiliyor. Gelin sizlerle bir şeyler kaçırıyorum kaygısına, dürtüselliğe ve ikisinin ilişkisine bakalım.
TELEFON DÜRTÜSELLİĞİ VE FOMO SENDROMU
İnsanlar bir şeye bağlanmak konusunda dopamin seviyesi onlara öncülük ettiği çok olmuştur. Hele de sürekli yenilik ve eğlence barındıran teknolojik harikaların size lütfettiği şeylerin yoğunluğuna kendinizi kaptırmak çok kolay ve olasıdır. Gün boyunca bir elinde telefona yapışık insanları görmek normaldir ve bu ekranın açma tuşuna günde kaç kere bastığınızı saymak isteseydiniz inanılmaz sayılarla karşılaşabilirsiniz. Zamanla bu noktaya evrimleştik ve onsuz ne yaparız tahmin etmesi zor. İnternet kullanmak artık bir ihtiyaçtır diyebiliriz.
Dürtüsellik; risk alma, plansız davranış, zihni çabuk toplayamama, yeterince düşünmeden aniden hareket, davranışda bağlam ve sonucu hesaba katmama ve olumsuz sonuca duyarsızlaşmayı içeren bir çeşit bozukluk, en azından minimal düzeyde kontrolsüz davranış anlamında düşünülebilir. "Dürtüsellik tek bir davranıştan ziyade bir yatkınlıktır, tek bir harekettense bir davranış örüntüsüdür"(1) Yani birey davranışlarında kısmi ani hareket göstermesinin zamansal birikimi sonucu oluşabilecek düzey olarak görülebilir. Dürtüsellikde büyük, gecikmiş ödüllerdense; küçük doğrudan alınacak ödüller tercih edilir. Birey anlık dopamin arayışındadır. "Dürtüselliğin, psikiyatrik bozukluklarda da rolü vardır."(2)
FOMO(fear of missing out) ingilizce karşılığıyla "gelişmeleri kaçırma korkusu" olarak bilinir. 2013'de Przybylski, diğer insanlar sissiz eğleniyor düşüncesiyle oluşan bir korku olduğunu söyler. "FOMO yaşayan bireylerde kaygı bozukluğu, stres, yorgunluk, anksiyete yaşanabilir."(3) Özellikle Z kuşağı her türlü bilgi için sosyal mecraları kullanırken, böyle bir durumun çıkması muhtemeldir. Aynı zamanda FOMO kripto para piyasasında karşılık bulan bir tabirdir. Fırsatı kaçırmama duygusu, sürekli takip, grafiklerin değişen ya da değişebilecek olma ihtimali, stratejisiz hemen davranma, kullanıcıların FOMO yaşamasını arttırabiliyor.
Sosyal medyanın sürekli bir yenilik içerdiğinden ve insanların onu kullanmada ki en temel motivasyonunun bilgi almak olduğundan daha önceki yazılarda bahsetmiştik. Bu bilgi almanın farklı bir versiyonu olarak dürtüsel bir şekilde kendimizi kontrol etmenden giriş yapıp durduğumuz o sosyal ağların bizde FOMO korkusu uyandırabileceğini söyleyebiliriz. Bir araştırma da sosyal medyaya aşerme de, fomo etkisinin olduğu bulunmuştur.(4) Aynı şekilde dürtüsellik düzeyi yüksek bireylerin FOMO yaşaması oldukça beklenilebilirdir.
Sürekli her işimizi telefondan yapabiliyor olmak gayet güzeldir. Ancak insan zamanla telefona karşı bir meşguliyet geliştiriyor ve bu yoğun girdiye maruz kalmaktan hoşlanıyor bile diyebiliriz. Zamanla elindeki mucizevi aygıtın efendisi olmaktan inen birey, ona karşı kullanımı arttıkça töleransı azalıyor ve önüne geçilemez dürtüsellik kazanmış bir hal alabiliyor.