Kendini kelimelerle ifade edemeyen çocuklar için, depremin travmatik belirtileri neymiş, nasıl yardım edilebilirmiş gelin sizlerle buna bakalım.
Çocuklarda Deprem Ve Travma
Travma ve travmatik olay biz yetişkinlerde kendimizi ifade edebilme imkanımız nedeniyle daha makul vuku bulur. Ancak bu çocuklarda öyle değildir. Çocuklar genellikle 2 yaşından sonra travmatik olayla ilgili sabit bir hafıza imgesi oluşturabilirler. Bu hatıralar fotoğraf karesi gibi belirli görsel ve duyusal bilgiyi dondurarak geçmişteki imge içine yerleştirilir. Çocuklar bu hatıraları yaş ve ortam nedeniyle her zaman ifade edemezese de; bu oyunlarında olaylara, yerlere, kişilere, verdikleri tepkilerde çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir.
Travmayla ilgili hafızası tetiklenen çocuk, ebeveynin anlam veremeyeceği bir şekilde korku tepkisi gösterebilir. Çocuk da kendisini neyin tetiklediğini bilemez. Bu aynı olay deneyimine karşı kendini güçlü hissetmeye yönelik içsel hazırlıktır. Çocuk bu tetiklenmeyle, deneyim üzerinde kontrol hissetmeye başlama dürtüsü gösterir.
Gelişimsel olarak travma etkileri ve belirtileri şöyledir;
Bebeklik Dönemi (0-1 yaş)
Bu yaşlardaki bebek deprem gibi travmatize bir olaya karşı gelişimsel döneme ait sahip oldukları becerileri kaybedebilir. (örneğin düzenli uyku)Yeni gelişimsel görevleri yerine getirmede güçlük yaşayabilir. (örneğin ilk sosyal tepkiler)
İlk Çocukluk (2-5 yaş)
Güvenli bir ortama ve daha kestirilebilir bir yaşama alışmış çocuk için depremin yaşattığı anksiyeteyle; nasıl başa çıkacaklarını bilemezler. Sözel olmayan korku ve stres tepkileri, aşırı derecede bağlanma, hareketsizce titreme, amaçsız hareketler görülebilir. Çocuğun davranışlarında regresyon (gerileme) yaşanabilir. (Örneğin; altını ıslatma, yalnız veya karanlıkta kalmaktan korkma, yabancılardan korkma, yanında biri ya da ışık olmdan uyuyamama, rüzgar-şimşek gibi doğa olaylarından korkma, konuşma güçlükleri, yeme problemleri)
Bu dönemde olup travmatik olay yaşamış çocuklar, daha fazla bakım ve dikkat isterler.

Son Çocukluk (6-11)
Bu yaşlardaki çocuklar daha gerçekci bakış açısına sahip oldukları için yaşanılan tehlikenin farkına varabilirler. O yüzden haberlerin bir çoğunu anlayabilir, yetişkinlerin afet karşısındaki zayıflıklarını farkederler. Bu da yetişkinlere duydukları güveni zedeleyebilir. Ayrıca bu olayı kendileri deneyimledikten sonra, ailelerini üzmemek için gerçek duygularını saklayabilirler.
Bu dönem çocuklarında da yine regresyon davranışları (altını ıslatma, karanlıktan-yalnızlıktan korkma, uykuya dalmada güçlük) görülebilir. Ayrıca irritibalite ( herhangi bir uyarıya karşı şiddetli tepki gösterme) ve itaatsizlik de görülebilir. Bunlar bir yerde kaybedilen kontrol duygusunu gösterme ihtiyacıyla çocukların zaman zaman pervasız davranışlar ve tehlikeli oyunlar oynamalarıyla bağlantılıdır. Aynı şekilde okulda da davranış problemleri, konsantrasyon kaybı, saldırgan davranışlar, akran ilişkilerinde problemler yaşaması şeklinde sonuç bulabilir.
Çocuk bu dönemde doğaüstü şeylerden bahsedebilir, bu doğaüstü şeylerden korkma olarak değilde (örneğin "ölen babam beni ziyaret etti") gibi doğaüstü bağlantılar kurmayla ilişkilidir.
Travmatik Olay Yaşamış Çocuğa Nasıl Yardım Edilebilir?
- Çocuğa depremi anlatarak
- Aile mümkün olduğunca bir arada kalmalı.
- Kademeli olarak haber izletilmeli, ölen insanlar olduğu kadar yaşayan-kurtulan insanlar gösterilmelidir.
- Fiziksel ihtiyaçları rutin bir şekilde karşılanmalıdır. Bu çocukda kaybettiği güven duygusunu iyileştirir.
- İyi bir dinleyici olunmalı, bu olayı anlatması için çocuk kesinlikle zorlanmamalıdır.
- Normalleştirme yapılabilir. ("çoğu kişi bundan etkilendi", "zamanla aşılan bir durum olduğu biliniyor", gibi hem onun özel olduğunu hem de herkesin başına gelebileceği şeklinde)
- O günün hatırasına bir ağaç dikmek, oradaki ekiplerden birine mektup yazdırmak, hikaye yazdırmak, resim çizdirmek.
- REGRESİF DAVRANIŞLAR ASLA ELEŞTİRİLMEMELİ.
- Rutine dömek, devamlılık ve yetkinlik hissetme açısından yararlıdır.
Burda sadece ebeveyn yeterli olamayabilir. Bu durum ebeveyn içinde zor bir olduğunu bilerek, ebeveyn önce kendine anlayış göstermeli, bu şefkatini çocuğuna da yansıtabilmelidir.