Gelin sizlerle depreme maruz kalmış kişilerin hangi psikolojik süreçlerden geçtiğine, neden depremin bu kadar yüksek kaygı uyandırdığına ve toparlanma döneminde nelerin önemli olduğuna bakalım.
Depremin Psikolojisi
Deprem her yönüyle çok travmatik, şok edici, yaşayan kişi için son derece korku ve stres kaynağı yaratıcı bir faktördür. Öyle ki depremden sonra bile yaşanabilme olasılığı bile hala kişiye kaygı vermekte, küçük titreşimleri bile depremmiş gibi yorumlayabilmektedir.
Deprem tam anlamıyla yıkımdır. Psikolojik olarak bile. İnsanlarda; insanların ve sevdiklerinin birden ölmeyeceği, güvende oldukları inancı, güveni; uzun yıllar boyunca bilinçdışı bir şekilde yavaş yavaş birikere oluşur ve bunun bir anda yıkılması, değişmesi kişi için bilinçte çelişen duygular yaratır.
Depremin bu kadar travmatik, kaygı verici olmasının nedenleri arasında ne zaman geleceği bilinemiyor olması, devamında kontrol edilemiyor olmasıdır. Deprem anında beyin 2 şekilde işler. 1)Önce tehlikeyi belirle, değerlendir. 2) Korunmaya çalış -savaş ya da kaç- Değerlendirme kısmında kaygı ve korkunun artmasına sebep olan faktörlerden biri de tehlikenin görülememesidir. (yani korkunun nesnesinin olmaması -örneğin köpekten korktuğunuzda korku nesneniz köpektir.) Bu durumda kişi kıyamet gibi bazı benzetmeler yapar.
Depremden sonra kişide 3 aşamalı bir durum gözlenir;
1)Şok; ilk sarsıntının ve yıkımın yaşanmasıyla fizyolojik olarak tetiklenme ve uyarılmayı da içeren savunma mekanizmamızın devrede olduğu süreçtir.
2)Pasifleşme; kişi aşırı korktuğu budurumdan sonra duygularını hissedemeyebilir, bulunduğu ortamı ya da durumu algılayamayabilir. Çünkü ölüm korkusu kişiyi çaresiz hissettirir ve birey kendini güçsüz-yorgun hisseder. Bu aşamada depremzedenin konuşması, yaşadıklarınını bastırmaması son derece önemlidir.
Yüksek seviyedeki kaygı; uykusuzluk, deprem ile ilgili kabus görme, sürekli depremi düşünme, yaşananların sürekli zihinde canlanması, gelecek ile ilgili plan yapamama, kendine ve çevreye yabancılaşma (depersonalizasyon ve derealizasyon), konfüzyon ( zihin bulanıklığı, sersemliği), suçluluk hissi, öfke ve agresiflik, güvensizlik; depreme mazru kalmış kişilerde görülebilir.
3)Toparlanma; 2-6 haftalık bir sürenin ardından iyileşme aşamasına geçilebilinen bu aşamada kişi gelecekle ilgili plan yapabiliyor, sorumluluklarını yerine gettirme isteği duyuyor olabilmesi lazım.
Evet şok edici bir olay, evet insanlar ölüyor, belki yakınınız, eşiniz, çocuğunuz öldü. Hatta belki siz de ölmek istediniz. Ama nafile. Deprem maalesef doğanın bir gerçeği. Bu trajedinin kabullenilmesi, yaşamın anlamlandırılmasında önemli rol oynamaktadır.
Bu ilk kabulün ardından günlük yaşamın düzene sokulması, plan yapılması; belirsizlik endişesini azaltmaktadır. Küçük olumlulukların farkına varmak, iç dünyanızı güvenilir insanlarla paylaşabilmek önemli.