Ah o mağrur erkekler. Yüzü gülmeyen, toplumsal baskının nefesi enselerinde olan erkekler. Duygu nedir bilmez denilen erkekler. Gerçekten de bilmezler. Hatta kendi duygularını bile. Gelin sizlerle depresyonun erkeklerde ki versiyonuna, bunun nasıl dışa yansıdığına ve nedenlerine bakalım.
Erkeklerde Depresyon; "Ama Biraz Gizli"
Tüm dünya da erkeklerin ortalama yaşam süresi kadınlara kıyasla 4-5 yaş daha kısadır. Tabi bunun milyonlarca nedeni olabilir. Kadınlarda ankiseyete, duygudurum bozuklukları, somatoform gibi bozukluklara erkeklerden daha fazla rastlanır. Erkeklerde ise tanı konulmamış anksiyete bozukluğu ve depresyon önemli ruh sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkar. Ayrıca şizofreni, kişilik bozuklukları alkol ve madde kullanımı gibi bozukluklar erkeklerde daha fazladır. Kadınlar erkeklere oranla 2 kat daha fazla depresyon tanısı koyulur ve kadınların depresyon belirtileri daha açıktır. Erkeklerde depresyon belirtisi ise mevcut semptomlardan daha farklıdır. Kaçınma (fazla çalışma, bir işe kendini aşırı verme vs.),
kaçma ( risk alma, tehlikeli işlere girişmek) ve hissizleşme deneyimleri sık karşılaşılan bir durum. Ayrıca çoğu zaman bu psikolojik sıkıntılar kendini ağrı, sızı şeklinde somatik semptomlar halinde gösterdiğini görürüz.
Erkeklerde depresyonun bu hali, yani farklı belirtileriyle gözlenmesi, maskeli(gizli) depresyonun erkek bireylerde daha fazla yaşandığı bilgisiyle örtüşüyor. Gizli Depresyon; Gülümseyen Birinin Hüznü yazımı okumanız da yarar var. Bu depresyon türünün belirtilerini ve detayları okurken bu durum daha iyi anlaşılacaktır. Depresyonun gizli bir şekilde yaşanması erkeklerde öfke, saldırganlık, tehlikeli işlere girişme, alkol ve uyuşturucu kullanımı, fazla çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Burada bastırılmış olumsuz duyguların bu tarz uyumsuz davranışlara sebebiyet verdiğini görüyoruz.
İntihar oranların %78'i erkeklere aittir. 3 kat daha fazla girişimde bulunanlar da yine erkeklerdir. Erkekler de bu bunalımlı dönemde yardım aramada ki isteksizlikler göze çarpar. Belirli erkeksi normlar tarafından etkilenen sosyal damgalamaların ürünü olan, "stoik erkeklik" duygusal sıkıntıyı yansıtmanın zayıflık olduğunu söyler. Hatta kriz anına kadar bu tutum sürdürülür.
Geleneksel erkeklik kavramı ile duygusal sıkıntının gizlenmesi, sınırlanması, değersizleştirilmesi (bireyde bu "güçlü erkek" dayatmasına kapılarak bu olumsuz duyguları önemsemez, aşabileceği bir şey olarak görür, ya da bununla yaşaması gerektiğini kendine söyler), ve devamında kendini alkole, işe, tehlikeli olaylarla vermiş bir erkek birey antisosyal varlığıyla toplumdan uzaklaşmaya başlar.
Kaynakça
Tarsusulu, B., Durat, G. (2018)Erkeklerde Depresyon, İntihar, Yardım Arama ve İyi Oluş
