"Dijital ağlar toplumun sinir sistemi haline gelmiştir" -Jan Van Dijk
İnsan zihninin işlemesi için bilgiye ihtiyaç vardır ve bunun kaynaklığını en çok sosyal ağlar(Twitter) sağlar. Varoluşsal zeminin yitirildiği, insanın kendini aldattığı/oyaladığı/ eğlediği mecra olan twitterda enformatik bombardıman altında payına düşen hızı ve hazzı alan birey, e-sosyalmi, a-sosyal midir? Bombardımanın altında nasıl bir gerçeklik yattığını bilemeyeceğimiz bu sanallıkta, negatif katarsisden (nefret boşaltımı) kendini alamayan kullanıcı için Murat Bozkurt ne diyor gelin sizlerle twitterdaki sanal dünyaya, hayal mi gerçek mi olduğuna, dijital prezervatife ve tüm bunların sembolik anlamına bakalım.
Twitter'ın Acı Gerçekleri-2; Şov Başlasın
Odenberg'in 3. yer kuramı ev ve iş dışında inanın sosyalliğini içeren mekanlardır. Örneğin kafeler, müzeler, parklar vs. 3. yerin özelliklerine baktığımızda; tarafsız ve kimsenin sahip olmadığı bir yer, herkesi kapsayıcı, sosyalleşmeye olanak sağlayan iletişim merkezli, düzenli ve ulaşılabilir, eğlenceli, psikolojik olarak rahatlatıcı ve duygusal destek veren yerlerdir. Günümüzde değerlendirildiğinde bu özellikleri karşılayan "mekan" sosyal ağlar ve en çok kullanıcıya sahip twitter'dır.
Twitter kapitalist modern paradigmada, ürettiği hâkim kültürel/siyasal/politik kodlar ve bu kodları ileten (yine kendi ürettiği) medyalar aracılığıyla sıkı bir ağ yapılanması kurmuş ve ç/ağdaş toplumu, kalbi/inancı hariç, bütünüyle bağlamış, içine almış durumdadır. Politik ve ideolojik anlamda işlevsel bir âlete dönüştüren Twitter, anlamın/ olayın/güncelin/parodinin çivilendiği bir çarmıh gibidir.
Twitter ile politik/ideolojik, Facebook ile sosyolojik/yerel, Instagram ile ikonik ihtiyaçlarını
karşılayan ve böylece toplumsal kimliklerini inşa eden/pekiştiren modern insanlar, seyredilmekten hazzalan kadın doğası ile seyretmekten/ dikizlemekten hazzalan erkek doğasını hermafrodit (çift cinsiyet) bir şekilde deneyimler. Ağ; organik ve mekanik; teknolojik ve enformatik; ideolojik ve politik– boyutlardan oluşan bir sistemdir. Birbirini tekrar eden bu “arabesk” form boyutsuz olmasına rağmen bir derinlik hissi vermektedir.
Bu derinlikde twitter, steril bir iç-mekândır. Bu özelliğiyle, aileden/toplumdan kopmaya yüz tutmuş, başka bir deyişle kendine ve topluma yabancılaşma gösteren modern insanın sığındığı bir limandır– bu “sığınak” zamanla hayali ve gerçek dünyanın merkezini kaplayacak bir “tapınak” olacaktır.
Hayal Mi? Gerçek Mi?
Baudrillard’a göre;
“Gerçekten sanala kaçarak hayattan kopan, başka dünyalarda kendi hayatını arayan ve TV’yi [en genel anlamda medyayı] bu kaçışın en önemli teknolojik aygıtı gören, hayattan korkan ve kaçanların kendilerini koruyan yanılsamalar kurduklarını ve bunlara “gerçek” adını verdiklerini, gerçekten daha gerçek olan “hiper-gerçekliği” ürettiklerini iddia eder.”
Dışarı ile içerinin (toplumsal ve bireyselin; ekonomi ve ideolojinin; meta ve eşyanın; hayat ve gerçeğin; sanat ve ticaretin) etkilenen bir gerçeklikte ve steril mekânları, yani klasik-modern bağlamda pasajları, geç-modern bağlamda AVM’leri, postmodern bağlamda sosyal ağları, yani yeni medya türlerini kendine yurt edinen mezkur tip (karakter değil tip, stereotip), kitle içinde kendini perdeleyen, perdenin arkasında yapay olarak var olan, konumuz bağlamında anonim hesapların arkasında kendisine sanal ve ikincil bir kimlik inşa eden hiper-gerçek varlıklardır. Buradaki yapaylıkta; sanallığın asıl tehlikesi bedenlerin/nesnelerin yapaylaşması değil, dünyaya dair pratiklerin (dilin, düşüncenin, duyguların, ilişkilerin, “kim”liğin) yapaylaşmasındadır.
Ana karakter olarak konumlandırılmış medyanın kendisinin veya medyatik tiplerin (politikacı, sanatçı, sporcu, popüler tipler vb.) karşısında mevzilenen, o tiplerin zıttı olan karşıtt trolllerin ikame edildiği kurmaca bir yer olan Twitter; medyatik ve gerçek (!) tiplerin ve olayların simülatik hiper-gerçek tipler tarafından tiye alındığı bir ekran/sahne olarak iş görmesi; gerçekliğin her hâlükârda sanal tarafından yutulduğu bu bataklıkda; Twitter’ın aktif kullanımı, popülaritesi, yaygınlığı, politik ve ideolojik işlevler görebilecek bir “medya/araç” oluşu, böyle bir amaçla kurulmamış olsa bile bu potansiyele sahip oluşu her medya gibi Twitter’ın da kurgusal politikaya angaje olmasını sağlamaktadır.
Her alana sirayet etmiş medya üreticilerinin pompaladığı sanal gündem ve oluşturduğu sanal aurada soluyan modern insan, soluduğu kirli havayı ortama tekrar tekrar salan ve bunu durmaksızın fotosentezleyerek sürdüren sentetik bitkilere dönüşmektedir. Söz konusu kirli hava akışı (timeline) Twitter’ın politik ve ideolojik dilini de kuran temel unsurdur. Bu sanal suni teneffüs ile her şeyden önce canlılık hissi ve sonra canlılığın türevi olan diğer hassasiyetler yitirilmektedir.
"Gerçek zamanlı teknolojilerle gerçek varoluş yokolmaktadır." - Virili
"Dijital Prezervatif" Ne Demek?
Twitter’da) aylakça gezinip, gündeme dair haber, bilgi, kanı, toplayıp bunları belli bir bakış
açısı (yani politik bir perspektif) dahilinde yoğurup yorumlayarak söylem ve düşünce üreten fenomen/troll tipler sosyal medya kitlesini stabilize ve mobilize edebilen ideolojik karakterlerdir.
Twitter dijital bir prezervatiftir: Cümlelerin ve düşüncelerin (yani anlamın), zihnin rahmine (uterusa) doluşmasını ve dölleşmesini (yani anlamın insanın kendi içinde üremesini/çoğalmasını) engelleyen dijital bir zardır. Hızlı hızlı ve kısa kısa boşalmasını ve insanın içe(ride) birik(tir)mesini engelleyen dijital bir prezervatiftir.
Baştan Sona; Sembolik Anlamlar
Flâneur* olarak nitelendirdiğimiz kullanıcılarının (fenomenlerin) barınağı ve sığınağı olan Twitter dijital bir döl yatağıdır: Burada var olabilmenin birinci adımı merkezî bir sisteme kayıt/üye olup
hesap açmakla (hesap vermekle), bunun karşılığında da bir “profil” oluşturma imkânına (yani görsel ve sanal bir varoluş hakkını elde etme, bir kimlik inşa etme şansına) sahip olmaktır. Bir gerçek (ve tam görüntü) değil, sadece bir siluet olan profil, isim ve kullanıcı bilgileri girildikten sonra sıra gösteri toplumunun hafızasında yer bulabilmek, vücut kazanabilmek için görsel profil oluşturmaya gelir. Bu aşamada karşımıza çıkan semiyotik gösterge bir “yumurta” imgesidir. Dişinin çoğalma hücresini, üremeyi, varlık bulmayı temsil eden yumurta figürü, Twitter’daki hesabınızın (varlığınızın/ kimliğinizin) ilk sureti, henüz biçimlenmemiş ilk surettir. Teknolojinin (aslında ideolojinin) kurmaca şekilde işler hâle getirdiği zihne boşalttığı dijital spermlerin döllediği “yumurta kafalar” artık biçimlenmeye hazır birer fetüs/cenin olarak görülebilir. Gösteri toplumunun bir üyesi olabilmek, varlık kazanabilmek, simülatik bir flâneur’e dönüşebilmek için yumurtanın hızlıca ikon/görsel ile et-kemik kazandığı fetal evreye geçmesi gerekmektedir– elbette dileyen yumurta evresinde kalabilir ama Twitter dünyasında fenomen olmuş bir yumurta kafa göremezsiniz. Sanal hız ve sanal haz merkezli teknoloji evreninde 40 haftalık bir gebelik sürecine gerek olmaksızın hızlıca var olunabilmekte ve özdeşleşilen ikincil sanal kimliklerle söylenecek/eylenecek şeylerden haz alınmaya başlanabilmektedir. Daha ne olsun!
*Flanuer:yaşamın içerisinde kendi hakikatine ulaşmak adına yersiz yurtsuzluğu seçmiş aylak kimse.
Dipnot; Bu yazının içeriğinin büyük bir bölümünü kaynakça da belirttiğim Murat Bozkurt'un makalesi oluşturmaktadır(son paragraf direk alıntılanmıştır). Konu ile ilgilenenler için daha detaylı bir anlatım sunacağını dünüyorum.
Kaynakça
Bozkurt, M(2021) Fantazmagorik Bir Mekân Olarak Twitter ve Simülatik Flâneurler; FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi FSM Scholarly Studies Journal of Humanities and Social Sciences Sayı/Number 17 Yıl/Year 2021 Bahar/Spring
Markoç, İ. (2019) Oldenberg'in 3. Yer Kuramı Bağlamında Twitter; ISAD Sosyal Bilimler Dergisi