Gelin sizlerle hayatımızda ya bize yapılan ya bizim yaptığımız ya da başkasına yapıldığına tanık olduğumuz önyargı ve ayrımcılığa ve Suriyelilere yapılan ayrıma dair bir haber örneğine bakalım.
Önyargı ve Ayrımcılık
İnsan zihni genel olarak kutuplaştırma eğilimindedir. Bu Klein’ın kuramından tutunda evrimsel avantajlarına kadar birçok açıdan desteklenir. Bu eğilimlerin sonucu olarak karşımıza bir takım kavramlar çıkar. Bunların en başında önyargılar vardır. Önyargılar sosyal bir kavram olarak sosyal gruplara yöneliktir. O grup ya da o gruba dahil olması muhtemel kişiye dair “peşin hükmü” içerir. O gruba ait kişi için verdiğimiz ön kabuller olumsuz duygu, inanç ve niyetdir ve bu niyetin davranışa dönüşmesini ise ayrımcılık olarak ifade edebiliriz. Tabi ki bu davranışa dönüşmesi uç halidir. İnsanlar ayrımcılığı ifade edebilir, gruptan uzak durabilir, fiziksel saldırıda bulunabilir ya da yok etme davranışına kadar gidebilen saldırgan dürtüler taşıyabilir. Bahsettiğimiz olumsuz inancın zihinde temsiline de stereotip denir. Stereotip, o grubun en belirgin özelliklerine dayanarak genelleştirilmiş zihinsel bir temsildir. Genelde olumsuz klişeler içselleştirilir. Bu üç kavram evrimsel olarak hızlı karar verebilmemizi ya da Klein’ın ilkel savunma mekanizmamızdaki bölme eğilimimizin sonucu olarak karşımıza çıkıyor olabilir. Sonuç itibariyle örtük veya açık basmakalıp önyargılar taşıyan bir tür olarak bu eğilimlerimiz şuan ki ülkelerden tutunda cemaatler, tarikatlere kadar ayrışmamızda katkısı vardır.
Yukarıda ki haberde aslında meşrulaştırılmış bir davranış
örneğini görsek de bu saldırgan davranışı destekleyen inançlardan biri de Irk
olarak ve istenmeyen topluluğa ait bir “grubun” üyesine karşı yöneltilen
şiddettin destekleyicilerini düşündürtüyor. Aslında yapılan davranış oldukça
“normal” karşılanabilecek, hatta haber değeri bile taşımayacakken o ırka ait
bir kişi tarafından yapılması, bir anda bu ayrımcılığı ve önyargıyı
destekleyici hale geldiği için, insanlara onaylatma amacı güdülerek
haberleştirilmiştir. Burada o ırktan insanların istenmiyor oluşu ve o kişilere
yönelik olumsuz tutumu destekleyen bir neden bulunması halinde “acımasızca
dövülüyor” ve “sizde yettiniz artık be” şeklinde söylemlerle “siz” öznesinin
bütün bir ırkı kapsadığı anlaşılıyor. İnsanların zihnindeki Suriyeli Stereotipi
bu örnekler karşısında daha da içselleşerek ilk olarak ayrımcılığı ifade etme,
sonra uzak durma ve devamında davranışta bulunma adımlarından sonuncuyu desteklediği
görülüyor.